Ana içeriğe atla
Değişen Güzellik Algısıyla Kendini Değiştirme!
3000 yıllık bir değişim düşünün...
Sürekli değişen güzellik algısıyla değişen kadınları da ekleyin yanına.
küt saç modası, 0 beden modası, balık et modası, kavisli kaş modası, kalın kaş modası... ee modası modası modası? yetmez mi artık?
Liste yapacak olsak sonsuzluğa kadar gider, bundan eminiz.
Değişen güzellik algısının bizi değiştirmesine izin veriyoruz.
Farkında olarak ya da olmayarak.
Sokağa çıkıp anket yapsak her kafadan farklı ses çıkar.
Başta söylemem gereken şey şu ki...
GÜZELLİK GÖRECELİDİR!
Bizim sevmediğimiz bir şeyi başkası sevebilir, aynı zamanda başkasının sevmediğini de biz sevebiliriz.
Peki yinede şu soruyu sorayım mı size?
Güzel kadın nasıl olmalıdır?
Güzel kadın istediği gibi olmalıdır.
İstediği gibi giyinebilmeli, gülebilmeli kısıtlanmamalı, sırf moda oldu diye saçını kestirmemeli, tarzını değiştirmemeli ya da başkasının isteği doğrultusunda hayatına yön vermemelidir.
Güzel olmamanın güzelliği diye bir gerçek var.
Kendini güzel hissettiğin kadar karşındaki de seni öyle görür.
O yüzden kızlı-erkekli her şeyin kendinizi sevmekten geçtiğini hatırlatın kendinize.
Her koşulda.
Kendini sev ve başkası için değişme.
Zaman geçtikçe güzellik algımız değişiyor evet, e peki gelişiyor mu?
Hayır dediğinizi duyar gibiyim.

1500-1600lü yıllarda ince belli kadınlar güzel bulundu diye korseler ile beller daraltıldı. O dönem sırf bu yüzden nefes alamayıp bayılan kadınlarımız bile varmış.
Komediye bakar mısınız? Ne uğruna...
Eskiden beyaz ten modaydı, beyaz tene sahip kadınlar hiç şüphesiz güzeldi.Bu beyaz ten o dönemlerde zenginliğinde göstergesiydi. Şimdi bronz ten için bayılıyoruz mesela...
O dönem bronzluk, kişinin çalıştığının ve alt tabakadan olduğunu gösterirdi.
Güzellik kaygısı, hiç umursamıyoruz desek de elbet içimiz de bir yerlerde olacak. Olsun. Zararı yok.
Sadece hatırlamamız gereken bir şey var ki
KUSURLARIMIZLA DA GÜZELİZ!
Aman balık et moda kilo alayım, aman zayıflık moda zayıflayayım diye sağlığınızdan olmayın ve başkasının kalıbına gir-me-yin!

Sosyal medyanın gücünün fazla olduğu şu zamanlarda iki-üç gönderiye aldanıp değişime kapılmayın.
Akışına bırakın, nasıl iyi hissedecekseniz öyle olun.
Sizden değişmenizi isteyen çok değer verdiğiniz biri olsa bile, kendinize şu soruyu sorun.
''Ben bunu yaparsam kendimi iyi hissedecek miyim? Mutlu olacak mıyım? ''
Eğer cevabınız olumsuz yöndeyse, yapmayın.
Sizden bir tane var.Aynaya bakın ve güzelliğinizin farkına varın.
Sizi mutsuz edecek şeyleri görmeyin.Bedeninizi, görüntünüzü değiştirmeyin.
Eski klasik tablolara göz gezdirdiniz mi hiç? O dönemin kadınlarını hatırlıyor musunuz? Etine dolgun, hafif kemerli burna sahip kadınlardı çoğu.
Peki şimdi?
Kalkık burun, dolgun dudak, ince bel, hafif geniş basen, kumral ten...
E yok artık.
Sipariş verme şansımız var mı ya? Bana da oradan bir kalkık burun?
İnsanların kendisini yetersiz hissetmesinde medyanın büyük etkisi var ve hepimiz bunun farkındayız. Önüne geçebilir miyiz?
Hayır.
Ama bilinçlenerek, çevremizi durumdan haberdar edebiliriz...
Değişimin bizi ele geçirmemesi gerektiğini, onun bize değil, bizim ona sahip olmamız gerektiğini hep aklımızın bir köşesinde tutalım.
Kendimizi sevelim. En çok kendimizi.
Bir sonra ki yazıda siber zorbalıktan ve güzellik algısının bizi getirdiği noktadan söz edeceğim.
Görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder